yok : yaman kayıhan: 25032003  
 

 

Sol elinde altı parmağı vardı.

Eylül ayında parmaklarından altısı da birbirine yapışmaya başladı. Pazartesi günü başladı her şey, ama o anlayamamıştı. Yedi ay sonra sol elinde büyük, ama tek bir tırnağı vardı artık. Bahar ve yaz ..Fakat o hep giderek bollaşan bir eldivenle dolaşıyordu.
Eli küçülüyordu.
Önce tırnağı yok oldu. Olsun, zaten tırnak makası kullanamıyordu. Küçülen bir yumruk oldu eli ve bileğinde yok oldu.

Altı parmaklı günlerini özledi. O herkesten gizlemeye çalıştığı altıncı parmağı, gençlik yıllarındaki sıkıntıları ..

Kısalan kolunu da umursamamaya başlamıştı. Nasılsa uzun kollu gömleğinin içinde pek de fark edilmiyordu. Yeni bir Eylül başladığında kolu omzunun ucunda artık belli olmuyordu. En kötüsü yürümek diye düşündü, pek dengeli olmuyordu, ama tek kolu ile bir şeyler yapabilmeye uzundur alışmıştı.
Bir kaç ay sonra omzunun da olmadığını gördü. Umursamadı.
Bedeni sol yukarıdan başlayarak azalıyordu. Onun da kalbi sol tarafta olmalıydı ve kalbi yok olamayacağına göre bu azalış oralarda bir yerde bitecekti. Öyle olmalıydı.

Olmadı.
Gençleşmeye de mi başlamıştı ? "Gençlik güzel derler" dedi içinden.

Sol ayağı adeta yukarı doğru çekiliyordu. Her gün biraz.
Odasından çıkmamak sorun sayılmaması gereken bir ihtiyaç oldu.
Eylül’de bacakları kalmamıştı, Mart’ta diğer kolunu da yitirdi. Kafası ona fazlasıyla yetiyordu.

Çenesini ve ağzını kaybettiğinde de önemsemedi. Konuşmak gereksizdi nasılsa .. Burnu da anlamsızdı .. Hem görmese de olurdu.

Başka bir Eylül’de odada kimse yoktu ..

Olsun .. Yok olmanın ne zararı olabilir ki ?