|
- Capoeira
(kapoeyra) nedir, mestre?
- Capoeira ağzın yediği herşeydir.
Ujibira
Gumaraes Almeida, ya da kısaca Bira Almeida, veya diğer adıyla Mestre
Acordeon küçük bir çocukken, kendisine capoeira öğreten ustası Mestre
Pastinha'ya sorduğunda bu cevabı almış. "Cevabı anlamadım" diyor
kitabında. Diğer ustası Mestre Bimba'ya sorduğunda ise, ustası:
- Capoeira bir hainliktir, ihanettir, demiş.
"Bu cevaplar çelişmiyor" diyor Almeida, "aksine birbirlerini
tamamlıyorlar. Capoeiro ağzın yediği herşeydir, çünkü o hayatta bize gelen
şeylerdir. Capoeira bir hainliktir, çünkü o hayattaki kötülüklerle mücadele
etmenin bir yoludur. Bana göre capoeira hergünkü ekmek, sonsuz olasılıkların
bir sorusu ve susamış bilgi hazineme temiz bir su kaynağıdır. Capoeira
fiziksel ve ruhsal sağlık, dünyanın çelişkilerini karşılayabilmek için
bir yol, hayat için bana daha iyi bir bakış açısı sağlayan bir yaşam biçimidir".
Capoeira gösterilerinde
iki rakip, şarkılar ve çeşitli vurmalı çalgıların yer aldığı müzik eşliğinde
Roda adı verilen dairenin ortasına ilerliyorlar. Roda müzisyenler, seyirciler
ve sıralarını bekleyen diğer yarışmacılardan oluşuyor. Bir süre için iki
rakip rodanın ortasında gözleri kapalı ve meditasyon yapar gibi, belki
içlerinden dua ederek hareketsiz bir biçimde bekliyorlar. Onlar bu sekilde
mücadele için güç toplarken, berimbau ile çalınan müzik onlara yol gösteriyor.
Beklenen nota çalındığında mücadele başlıyor. Atakları, savunmaları, duruşları,
dengeleri, uyumları onların bu konuda ne kadar yetenekli olduklarının
birer göstergesi. Maske ve kostümlerin giyildiği geleneksel Capoeiro gösterisinde,
genellikle ayak bileklerine keskin bıçaklar bağlanıyor, göstericiler bacaklarını
yüksekten savurarak birbirlerine saldırıyorlar, takla atıyor, hasımlarının
diz, baş, kasık ya da midelerinden kılpayı bir uzaklıktan geçiyorlar.
Esneklik ve hızlı hareket yeteneği kas gücünden daha büyük önem taşıyor.
Her bir mücadelenin sonunda, eger rakiplerin hala ayakta duracak güçleri
varsa dostça el sıkışıyorlar ve yeni bir çift rodaya geliyor.
Capoeiro, Brezilya'da
yaşayan Afrikalılara ait bir halk dansı, spor ve sanat. Afrikalılar bu
sanatı Afrika'dan mı getirdiler, baslangıcı nerededir, ilk capoeiristler
kimlerdi? Kimse bunların cevabını tam bilmiyor. Capoeira'yı hiç bir Afrika
etkisi olmayan bir Brezilya halk sanatı olarak düşünmek kuskusuz yanlış
olur. Ancak Capoeira'nın Afrika'dan bu haliyle geldiğini iddia etmek de
yanlış olacaktır.. Herseyden önce, Portekiz, Amerika ve Karaib adaları
gibi tarihinde kölelik sistemi bulunan bir çok ülkede caz, blues veya
limbo dansı gibi zencilerle ilgili ortak kültürel ögelerin görülmesine
rağmen, Brezilya dışındaki hiç bir ülkede Capoeira'ya rastlanmıyor.
Afrika, Avrupa ve
Yerli kültürleri, kendine özgün, çelişkili ve karmaşık bir tarihe sahip
Brezilya'da birbirlerini oldukça etkilemişler. Diğer yandan, ülkenin çesitli
bölge ve sosyal seviyelerinden herbiri kendi kültür özelliklerini bir
dereceye kadar korumuş. 1888 yılında köleliğin kaldırılmasına kadar, yaklaşık
dört milyon Afrikalı Brezilya'ya getirilmis. Bu insanlar Avrupa kültür
ögeleri karşısında sindirilmeye zorlanırken, aynı zamanda onların olağanüstü
etno-kültürel direnişleri de Brezilya kültürünü büyük ölçüde etkilemiş.
Köleliğin rastlandığı tüm Amerika bölgeleri içinde sadece Brezilya'da
Afro-Amerikan bir halk oluşmuş.
Bira Almeida bu gün
Capoeira öğreten, mestre derecesinde bir sanatçı. Bu dereceye yükselebilmek
için yaklaşık 25 yıl kadar ugraş vermek gerekiyor. Kendisi Dünya Capoeira
Dernegi'nin kurulmasinda öncülük etmis, bu konuda kitaplar yazmış, kaset
ve plak doldurmuş, film müzikleri yapmış, bir çok gösteride yer almış.
San Fransisco'da açtıkları okullarında Capoeira öğretiyorlar; çesitli
yerlerde düzenlenen seminerler ve gösterler aracılığıyla Capoeira'yı tüm
dünyaya tanıtmaya çalışıyorlar. 1993 yılında onunla uçakta tesadüfen tanıştığımda,
Almanya'da yapılacak 9. Capoeira Yaz Toplantı'sına katılmak üzere San
Fransisco'dan Paris'e gidiyordu.
Bira Almeida, Capoeira
ögretirken com-pe adını verdiği bir yöntem uyguluyormuş. Com-pe sözlük
olarak "ayak ile" anlamını taşıyor. Sembolik olaraksa, bir kişinin
daha fazla fiziksel güç ve sağlık, ruhsal denge, açık zihin ve bilge bir
ruh için Capoeira aracılığı ile bilinçli bir şekilde aldığı yolu temsil
ediyor.

Capoeira'nın baslangıcı,
Brezilya'daki kölelik döneminin ilk 200 yılına rastlıyor. Yüzyıllar önce
Atlantik'in öte yanındaki Angola'dan zenci köleler aracılığıyla Brezilya'ya
getirilmiş. Şimdi Brezilya'nın kuzeyindeki zenci liman sehirlerinde yaygın
olarak yapılan Capoeira baslangıçta ölümcül bir gösteriymiş. Bu yıllara
ait dökümanlar ilk cumhuriyet hükümeti tarafindan yakılmış. 15 Aralık,
1890 tarihinde, o zamanın Maliye Bakanı Ruy Barbosa, ülke tarihinden kölelik
izlerini silmek niyetiyle bu kararı imzalamış. Pek çoklarına göre bu kararın
altında, köle sahiplerinin, kölelerin serbest brakılmasıyla ilgili tazminatları
ödememesi için yapılmış ekonomik bir manevra yatıyor. Capoeira ile ilgili
kayıtlara ilk defa bundan sonra geleni dönemde rastlanıyor.. Ancak bu
dönemde Capoeira bir "sosyal hastalık" olarak kabul edilmiş
ve Brezilya Ceza Yasası ile resmen yasaklanmış.
Brezilya'daki Afrika
inançlarına göre, evrendeki tüm şeyleri hareket ettiren sihirli bir güç,
Ache, bulunuyor. Doğanın her noktasında var olan bu güç özel ayinlerle
aktarılabiliyor. Capoeiranın din ile doğrudan bir bağlantısı bulunmamasına
ragmen, capoeiristlerin bu ya da başka bir şekilde Afro-Brezilya ayinleriyle
bir ilişkileri bulunuyor. Capoeira da dolayısı ile Ache köklerle olan
bir bağlantı ve her bir capoeirist tarafindan geliştirilmesi gereken özel
enerji anlamını taşıyor.
Baslangıçtan mestre
olmaya giden yolda, öğrencilerin "karanlıkta oynamak", "suda
oynamak" ve "ışıkta oynamak" olarak tanımlanan fiziksel
evrelerden geçerek yeterince uzun bir mesafe katetmeleri gerekiyor. Zihin
ve bedenlerini gerilim ve tekniklerden arındırmaları ve anlık hareketlere
bir kapı açmaları, Capoeira oynamayı tüm kalpleriyle öğrenmeleri gerekiyor.
Contra mestre, yani yardımcı usta, adı verilen bu aşamadan sonra capoeiristlerin
ayakları yorulacak, acıyacak, fakat onların ruhları "kristal küre
ile oynamak" üzere onlara yardım edecek. Onlar hareketlerin zamanlaması
ve etkinliği üzerinde uzmanlaşacak ve kendilerini hayatın ritmine uyum
göstermek üzere ayarlayabilecekler. Eğer fiziksel uç noktaların kesin
sınırlarını keşfetmek üzere bu sanat üzerinde çalışmaya devam ederlerse,
ve eğer yeni baslayanların karalıktaki yeni oyunlarına cevap vermek üzere
onların davetlerini kabul etme cesaretleri varsa ve böyle alçak gönüllü
olabilirlerse, o zaman belki onların bir mestre olmak için orixas tanrıları
tarafindan bahşedilen "zihinde oynamak" mertebesine erişme şansları
olabilir.
|
|